|
TARİHÇE:
Geçmişi 12 ve
13.YY'lara dayanan tenis sporunun kökeni Fransızların
"Jeu
de paume" (Avuçiçi oyunu) dedikleri el topudur. Ama
bugünkü tenisin türediği
o zaman ki adıyla "sphairistike" adlı
oyun,Kuzey Galler'de 1873 yılında bir İng.
subayı olan Wingfield tarafından bulunmuş ve kısa sürede
Tüm Britanya'ya,ardından
İngiliz sömürgelerine yayılmıştır.Wimbledon'da ki "All
England Croquet clup" bu yeni
oyunu benimsemiş ve birkaç çim tenis kortu meydana
getirerek faaliyete geçmiş ve
"Lawn tennis" (Çim tenisi) adını kulüp
ünvanına ilave etmiştir.Bu kulüp 1877 yılında
ise ilk tenis şampiyonasını düzenlemiştir.Bu arada
Bermuda'da oyunu izleyen Mary
Outerbridge aracılığıyla ABD'de yaygınlaşmış ve
1927 yılında ABD profesyonel çim
tenisi birliğinin (PLTA) kurulumuyla iyice benimsenmiş
ve profesyonel bir hal
almıştır.ABD'nin ardından Fransa, Avustralya ve diğer
batı Avrupa ülkeleri de bu
sporu benimsemiştir.Bu sporun kurallarının açık seçik
olarak benimsenmesi ve
uluslararası temaslarını çoğaltmak amacıyla 1886'da "İngiltere
Tenis Birliği" (The
Lawn Tennis Association) ve 1912'de de "Uluslararası
Tenis Federasyonu"(ITF)
kurulmuştur.Bu arada 1900'de Dwight F.Davis, bir kupa
koymak suretiyle uluslararası
karşılaşmaları (Davis Cup) başlatmıştır.
Tenis 1924'te Fransız tenisçilerin hakimiyeti altına
girmiş, ancak kısa bir süre sonra
İngiliz ve ABD'li tenisçiler yeniden ağırlıklarını
koymuşlardır. 1. Dünya savaşı sırasında
bu spora ara verilmiş ancak, savaş sonrasında ilginin
tekrar artması nedeniyle
15.000 seyirci kapasiteli kortlar inşa edilmiştir.Tıpkı
1.Dünya Savaşında olduğu gibi
2.Dünya Savaşında da tenis faaliyetlerine ara verilmiş,kulüpler
kapanmış,tenis araç
ve gereçleri imalatı yok denecek kadar azalmış,Avrupa'da
ki bütün tesisler
hasara
uğramıştır. Bu dönemde sadece ABD ve Avustralya tenis
faaliyetlerini
sürdürmüşlerdir. 2.Dünya Savaşı sonrası tenise
olan ilgi tekrar artmış ve 20 ülkenin
iştirak ettiği 1946 yılında ki Davis Cup'ı John
A.Kramer'in yürüttüğü ABD
kazanmıştır. O yıllarda tenise fazla ilgi göstermeyen
Rusya ve Doğu bloku
ülkeleri,büyük bir sanayinin doğmasına yol açan ve Dünya
kamuoyunun büyük
ilgisini çeken bu gelişmelere ayak uydurmak zorunda kalmışlardır.
Bayanlar
ise, tenisin doğuşundan itibaren bu oyunu benimsemiş ve
oynamışlardır.Ancak,ilk
resmi müsabaka 13 tenisçinin katılması ile
Wimbledon'da düzenlenmiştir.Bu
turnuvayı kazanan Maut Watson ilk bayan Wimbledon şampiyonu
ünvanını
kazanmıştır. Günümüzde ise tenis,en popüler spor
dalları arasında gösterilmekte ve
özellikle Grand Slam turnuvalarını tüm Dünya takip
etmekte,Davis Cup ise en fazla
ülkenin iştirak ettiği organizasyonlardan biri olarak
dikkat çekmektedir.
TÜRKİYE'DE
TENİS: Yurdumuzda
tenis,ilk olarak 1900 yılında İngilizler tarafından
oynandı.İstanbul'da ki İngilizler, "Challenge
Cup" adı altında ve 3 yıl üstüste
kazananın aldığı bir turnuva tertiplediler.1924'e
kadar çok dağınık biçimde ve belirli
çevreler tarafından yapılan tenis sporunda,Sait
S.Cihanoğlu,Tevfik Taşçıoğlu,Zeki
Rıza Sporel ve Suat Subay ilk temsilcilerimiz olmuşlardır.Bu
yılda,"Türkiye Tenis
Federasyonu" kurulmuş ve tenis,resmi olarak yapılan
spor dalları arasına girmiştir.İlk
tenis şampiyonası 1926'da düzenlenmiş ve tek
erkeklerde Suat Subay,çift
erkeklerde Suat Subay-Sedat Erkoğlu şampiyon olmuşlardır.1931'de
ilk defa
katıldığımız Balkan Şampiyonası'nda S.Erkoğlu-V.Şirinyan
ikilisi çift erkeklerde
şampiyon olmuşlardır.2.Dünya Savaşı yıllarında tüm
Dünya'da olduğu gibi Türk
tenisinde de kayda değer bir olay meydana gelmemiştir.
Ancak,1946'da hem
İstanbul hem de Ankara'da uluslararası turnuvalar düzenlenmiş
ve bu çabalar
günümüze dek devam etmiştir.1960'lardan sonra
profesyonel tenisin ön plana
çıkması nedeniyle ünlü tenisçileri turnuvalara davet
etme imkanı çok kısıtlı düzeye
inmiştir.
|
|